Son yıllarda dünya genelinde yaşanan iklim değişikliği ve fosil yakıtların tükenmesi, ülkeleri enerji geçişine yönlendirmektedir. Türkiye de bu bağlamda önemli adımlar atarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlarını artırmaya ve fosil yakıt bağımlılığını azaltmaya çalışmaktadır. Resmi kaynaklara göre, 2023 itibariyle Türkiye'nin enerji portföyünün önemli bir kısmını yenilenebilir enerji kaynakları oluşturmakta ve bu dönüşüm sürecinde çeşitli projeler hayata geçirilmektedir.
Türkiye, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji üretimindeki payını artırmayı hedefliyor. Bu çerçevede, güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerjisi gibi alanlara yönelik yatırımlar hız kazanmış durumda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, 2022 yılında yenilenebilir enerji kaynakları ile kurulu güç artışı 10 bin megavatı geçmiş durumda. Bu gelişme, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yatırımların büyük bir kısmı, özel sektör aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Güneş enerjisi santralleri ve rüzgar türbinleri kurulumu için pek çok girişimci, devlet destekli projelerden yararlanarak, kendi enerji santrallerini oluşturuyor. Özellikle güneş enerjisi, Türkiye'nin coğrafi konumu sayesinde son derece elverişli bir alan olarak öne çıkıyor. Güneşlenme süresi ve iklim koşulları, bu sektördeki büyümeyi desteklerken, yatırımcılar da bu piyasada yer edinmek için çeşitli projelere imza atıyor.
Türkiye, enerji geçiş sürecinde fosil yakıtların kullanımını azaltmaya ve aday yakıt alternatiflerine yönelmeye çalışıyor. Bu bağlamda, yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra, biyokütle ve jeotermal enerji gibi alternatiflerin de kullanımına yönelik projeler geliştirilmekte. Türkiye'nin jeotermal potansiyeli ise oldukça yüksek. Bu da, ülkenin hem enerji ihtiyacını karşılamak için hem de sera gazı emisyonlarını azaltarak çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için büyük fırsatlar sunmaktadır.
Ayrıca, Türkiye, uluslararası enerji anlaşmalarını ve iş birliklerini güçlendirerek enerji güvenliğini sağlamaya yönelik adımlar atmaya devam ediyor. Özellikle Avrupa Birliği ile yapılan enerji iş birlikleri, Türkiye'nin enerji arzının çeşitlendirilmesine katkı sağlıyor. Türkiye, hem kendi kaynaklarını kullanarak kendi kendine yeterli olmayı hedeflerken, hem de bölgedeki enerji nakil yollarının merkez üssü olma çabalarını sürdürüyor. Böylece, Avrupa pazarlarına enerji ihraç etme imkanını da artırmayı planlıyor.
Enerji geçiş sürecinin sonunda, Türkiye’nin kendi yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması için sürdürülebilir kalkınma ve çevre koruma politikalarını güçlendirmesi gerekecek. Kamu ve özel sektör iş birliği, teknolojik yenilikler ve kamuoyunun desteklemesi sayesinde, Türkiye'nin enerji geçiş sürecinin başarılı bir şekilde tamamlanması bekleniyor.
Sonuç olarak, Türkiye, enerji geçiş sürecine stratejik yaklaşımlarla girerken, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmakta ve fosil yakıt bağımlılığını azaltmaya yönelik politikalar geliştirmekte. Bu süreçte yaşanacak gelişmeler ve alınacak önlemler, sadece ülkenin enerji geleceğini değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliğini de belirleyecek. Türkiye'nin bu alandaki ilerlemesi, diğer ülkeler için de örnek teşkil edebilir ve küresel enerji dönüşümünde önemli bir rol oynaması beklenmektedir.